Pages

Wednesday, April 19, 2017

Amerikan İstisnacılığı

Amerikan İstisnacılığı



Amerikan Politikas?, özellikle de Amerikan D?? Politikas? üzerine çal??anlar için “Amerikan istisnac?l???” (American exceptionalism) tan?d?k bir kavramd?r. Bu kavram, tarihte birçok farkl? ki?i taraf?ndan olumlu veya olumsuz anlamlarda ve farkl? amaçlarla kullan?lm??t?r. Bu nedenle, bu kavram etraf?nda ?ekillenen yo?un bir anlam kümesinden söz etmek do?ru olacakt?r. Ancak bu kavram kümesi dikkatle incelendi?inde, bu terimin temelde 2 anlamda kullan?ld??? görülebilecektir.

“Amerikan istisnac?l???” terimiyle anlat?lmak istenen ilk olgu, ultra-liberal olarak nitelendirilen Amerikan siyasal sistemi ve ekonomik yap?s?n?n di?er ülkelerden daha farkl? olmas?d?r. Ba?kanl?k sistemi, federal yap?s?, 2 kamaral? Kongre’si, kendisine özgü siyasi gelenek ve ak?mlar?yla, Amerika Birle?ik Devletleri, hakikaten de dünyadaki birçok ülkeden daha farkl? bir çizgidedir. Ancak, asl?na bak?l?rsa, tüm dünya ülkeleri birbirlerinden farkl? siyasal sistemlere sahiptirler. Dolay?s?yla, bu terimle anlat?lmak istenen istisnac?l?k (exceptionalism), bunun ötesinde bir anlama sahip olmal?d?r. ??te bu anlam? veren ve terimin içini dolduran ikinci olgu ise, ABD’nin, ba?ta Avrupa ülkeleri olmak üzere di?er ülkelerden farkl? ve onlar?n geçmi? hatalar?ndan ders alarak kurulmu? yeni bir siyasi sistem olmas? nedeniyle, Avrupal? kuzenlerinden daha ileride, daha liberal ve ba?ar?l? bir model olu?turmas?, bu nedenle de dünya siyasetinde öncü bir rol oynamaya hakk?n?n olmas?d?r. Yani bu ikinci ve daha yayg?n kabul gören anlam?yla, istisnac?l?k, üstünlük anlam?nda bir nitelik de ta??maktad?r. Bu kavram, daha çok ABD’ye yerle?en Anglo-Sakson kökenli Püriten H?ristiyanlar?n (Protestan gruplar) geli?tirdi?i ve “yeni dünya”da adeta ?ncil temelli vaad edilmi? topraklara (?srail) benzeyen üstün bir medeniyet kurma dü?üncesine dayanmakta ve teokratik olarak da güçlü bir temele oturmaktad?r.[1] Bu anlam?yla, ABD’nin, dünya siyasetinde kendisine mesiyanik bir rol yükledi?i dahi iddia edilmektedir.

Bu ikinci anlam etraf?nda ?ekillenen de?er yarg?lar? ve Amerikan milli kimli?i ise, Amerikan D?? Politikas?’n?n ?ekillenmesine ciddi oranda katk? yapmaktad?r. Ancak bu noktada, Amerikan D?? Politikas?’ndaki uluslararas? müdahaleci (internationalist interventionist) ve içe kapanmac? (isolationist) e?ilimleri tetikleyen yine 2 farkl? alg?lama bulunmaktad?r. ?öyle ki; “exemplary exceptionalism” (örnek istisnac?l?k) ad? verilen yakla??mda, ABD’nin serbest piyasa ekonomisi ve siyasal liberalizmden kaynaklanan üstünlü?ünün bir model olarak di?er dünya ülkelerine sunulmas? ve daha çok yumu?ak güç unsurlar?n?n ve diplomasinin kullan?lmas? ön plana ç?kar?lmaktad?r. Obama yönetiminin, Afganistan ve Irak sava?lar? nedeniyle yorgun dü?en ve dünyada de?er kaybeden Amerikan istisnac?l???n? toparlamak ad?na son y?llarda bu tarz bir e?ilime yöneldi?i kolayl?kla fark edilebilir. “Missionary exceptionalism” (misyoner istisnac?l?k) ad? verilen ikinci yakla??mda ise, ABD’nin üstünlü?ünün yaln?zca bir rol model olarak sunulmas? de?il, bunun dünyaya ihraç edilmesi, yay?lmas? ve özellikle ba??ms?zl?k ve özgürlük aray???ndaki halklara destek olunmas? yolunda aktif bir d?? politika izlenmesi ve d?? müdahalecili?in me?rula?t?r?lmas? görülmektedir.

Birçok siyasal gözlemci, ABD kamuoyunun adeta bir sarkaç gibi zaman zaman bir tarafa, zaman zaman di?er tarafa yöneldi?ini iddia etse de, asl?nda ?kinci Dünya Sava??’ndan beri (Pearl Harbour Bask?n?), Amerikan d?? politikas?nda müdahalecilik e?ilimleri genelde a??r basmaktad?r. Bu noktada, Demokrat ve Cumhuriyetçi Ba?kan ve iktidarlar aras?nda farkl?la?an bir konu, müdahalelerin kapsam? ve niteli?idir. Cumhuriyetçi iktidarlar, genelde kapsaml? askeri müdahaleleri ve cephe sava?lar?n? tercih eder ve Amerikan Ordusu’nu daha aktif bir ?ekilde kullan?rken (Baba ve o?ul Bush dönemlerindeki Körfez Sava?lar? akla gelebilir), Demokrat iktidarlar, ço?unlukla, k?s?tl? askeri operasyonlar? (Bin Laden’in öldürülmesi vs.) ve yumu?ak güç unsurlar?n?n (diplomasi, ekonomik bask?lar) etkin kullan?m? ile birlikte istihbarat faaliyetlerini tercih etmektedirler.

Amerikan istisnac?l???, 19. yüzy?ldan ba?layarak Amerikan siyaseti ve d?? politikada s?k s?k propaganda ya da ele?tiri konusu yap?lm??t?r. Son örnek, 2012 Ba?kanl?k seçimleri kampanyas?nda Cumhuriyetçi Parti aday? Mitt Romney’nin, Demokratlar?n aday? Barack Obama’y? “Amerikan istisnac?l??? konusunda Amerikan halk? ile ayn? de?erleri payla?mamakla” suçlamas? olmu?tur.[2] ?lginç bir ?ekilde, Sovyet diktatörü Joseph Stalin, 1929 y?l?nda Amerikan istisnac?l???na ilk vurgu yapanlardan olmu?tur. Stalin öncesinde bu terimi kullanan en önemli ki?i ise, bu ülkeyi 1830’larda ziyaret eden ve Amerikan demokrasisine hayran kalan Frans?z aristokrat Alexis de Tocqueville olmu?tur. 1960’lar?n ba?lar?nda Ba?kan John Fitzgerald Kennedy’nin baz? konu?malar?nda da, ABD’nin kendisine üstlendi?i kurtar?c? rolü ve üstünlük pozisyonunun etkileri görülebilir. Bu durum, So?uk Sava? ko?ullar?nda ABD’nin Bat? Blo?u’nun liderli?ini üstlenmesi nedeniyle, do?al olarak güçlenmi?tir. Ronald Reagan ve George W. Bush’un birçok konu?mas?, “istisnac?l?k” terimi do?rudan kullan?lmadan bu hissin Amerikan halk?na verildi?i önemli metinlerdir.

Ancak bu kavram etraf?nda ?ekillenen siyasal duru?un, bir anlamda di?er halk ve devletlere yönelik bir üstünlük dü?üncesi içermesi ve d?? politikada müdahaleci e?ilimleri güçlendirmesi nedeniyle, ABD içerisinden ve dünyadan bu yakla??ma çe?itli ele?tiriler ve tepkiler de yükselmektedir. Örne?in, ABD Ba?kan? Barack Obama, 2009 y?l?nda Amerikan istisnac?l???na ?üpheyle yakla?t???n? belirten bir konu?ma yapm??t?r. Obama’n?n bu yakla??m?n?n, müdahalecilik kar??t? d?? politika çizgisiyle de uyumlu oldu?u belirtilmelidir.

Bu noktada yap?lan ele?tiriler, elbette hakl? ve oldukça güçlüdür. Ancak dünya tarihi ve özellikle büyük güç ili?kileri, bu tarz yakla??mlar?n realist perspektifte bir kar??l???n?n olmad???n? göstermektedir. Zira tarih boyunca, genelde ba?at güç (dominant power) olarak adland?r?lan çe?itli medeniyetler var olmu? ve di?er ülkelere belli ölçülerde üstünlük sa?layabilmi?lerdir. Osmanl? ?mparatorlu?u, ?spanya Krall???, Britanya ?mparatorlu?u, Napolyon Fransa’s? ve Sovyetler Birli?i, bunu bir ölçüde ba?arabilmi? devletlere örnek olarak gösterilebilir.

Dolay?s?yla, bugün dünya siyasetinde ABD hakimiyetinin azalmas?, dünyada e?itli?e dayal? yeni ve daha dostane ili?kilerin kurulaca?? anlam?na gelmeyebilir. Tam tersine, ABD’nin liberal demokrasiye dayal? sistemi yerine, SSCB deneyimine benzer ?ekilde, Çin’in tek partili ama sosyal piyasa ekonomisine dayal? sistemi ya da Rusya’n?n otoriter tek adam yönetimi dünyadaki hakim paradigma haline gelebilir. Zira dünya tarihinde sava?lar?n, çat??malar?n ya da sorunlar?n olmad??? tek bir y?l dahi ya?anmam??t?r. Böyle bir durumda, ba?at gücün çok pasif bir pozisyon almas?, genelde onunla rekabet eden ve ona meydan okuyan (challenger) güçler taraf?ndan bir zay?fl?k göstergesi olarak da okunabilir. Nitekim Rusya’n?n son Suriye hamleleri, I??D vah?eti, Suriye devlet terörü ve Suriyeli mülteci sorunlar?n? çözemeyen ve bölgeye istikrar getiremeyen ABD’ye kar?? olarak yap?lm?? ak?lc? ad?mlar olarak görülebilir. Zira bu sayede Rusya ve lideri Vladimir Putin, dünya siyasetinde “oyun kurucu” ve “sorun çözücü” bir lider olarak alg?lanmakta ve birçok ülkeden ve lobiden destek almaktad?r. Dolay?s?yla, Hegemonik ?stikrar Teorisi’nin de iddia etti?i üzere[3], lider oldu?unu iddia eden ülkenin bölge ve dünya siyasetine istikrar ve düzen getirmesi gerekmektedir.

Sonuç olarak, Amerikan istisnac?l???n? kabul etmek ya da reddetmek yerine, dünya gerçekleri do?rultusunda sistemsel analizler yapmak daha ak?lc? bir yakla??m olacakt?r. D?? politika, ço?unlukla e?itlikçi-özgürlükçü idealler de?il, ulusal ç?karlar ve güç dengeleri etraf?nda ?ekillenen bir ak?l ve güç mücadelesidir. Bu nedenle, Amerikan liderli?i sorgulan?rken, alternatiflerin cazibesi de iyi incelenmelidir. Zira ABDnin hatal? ve baz? konularda gerçekten de çifte standartlara dayal? yakla??m?, yine de unutulmamal?d?r ki, demokrasi, insan haklar?, dü?ünce özgürlü?ü ve serbest piyasa ekonomisi gibi do?ru de?erlere dayanmaktad?r. Oysa ABDnin güç kaybetti?i bir sistemde, bu de?erlerin yerini daha farkl? ve kötü kriterler alabilir. Ayr?ca yine bu konuda, yaz?da bahis konusu yap?lan ABD içerisindeki farkl? yakla??mlar?n yak?ndan ve canl? canl? incelenmesi için, 2016 ABD Ba?kanl?k seçimleri adeta bir laboratuvar i?levi görecektir.
Yrd. Doç. Dr. Ozan ÖRMEC?

KAYNAKLAR
  • Restad, Hilde Eliassen (2011), “The Past in Political Science: American Exceptionalism and U.S. Foreign Policy”, Norwegian Institute of International Affairs (NUPI), A paper presented to the ECPR conference, Reykjavik, Iceland, August 2011, http://ecpr.eu/filestore/paperproposal/b794a228-2972-4fc7-ae16-3b309e417416.pdf.
  • Friedman, Uri (2012), “American Exceptionalism: A Short History”, Foreign Policy, http://foreignpolicy.com/2012/06/18/american-exceptionalism-a-short-history/.
[1] Bak?n?z; Hilde Eliassen Restad (2011), “The Past in Political Science: American Exceptionalism and U.S. Foreign Policy”, Norwegian Institute of International Affairs (NUPI), A paper presented to the ECPR conference, Reykjavik, Iceland, August 2011, http://ecpr.eu/filestore/paperproposal/b794a228-2972-4fc7-ae16-3b309e417416.pdf.
[2] Uri Friedman (2012), “American Exceptionalism: A Short History”, Foreign Policy, http://foreignpolicy.com/2012/06/18/american-exceptionalism-a-short-history/.
[3] Bu konuda bir yaz? için; http://politikaakademisi.org/hegemonik-istikrar-teorisi-ve-amerikan-liderligi/.

Available link for download